top of page

TÜRK / KURT

Güncelleme tarihi: 8 Tem


Kadim Türk kültürü ve mitolojisinde ongun (totem) ya da simge olmuş bir çok hayvan ve doğa-evren unsurları vardır; Yeni Ay (Hilal), Güneş, Kün-Ay, Gök, Dağ Keçisi, At, Kartal, Çiftbaşlı Kartal, Geyik, Hüma Kuşu (Umay Ana Kuşu - Devlet Kuşu), Pars-Bars, Boğa, Tonga (Kaplan), Aslan, Kuzgun, Sungur, Ejderha (Evren), Dağ, Irmak, Ateş, Ocak, Kutup Yıldızı (Kutlu At Kazığı), Ağaç (Hayat Ağacı) ve niceleri... Bütün bu ongunlar binlerce yıllık şamanik geleneğin unsurları olarak karşımıza çıkar ve önemli bir bölümü de tarih boyunca kurulmuş olan Türk devletlerinin simgeleri olup sonradan ortaya çıkan bir çok kültür ve devlet tarafından da kullanılmış ve kullanılmaktadır.


Kurt ya da Börü-Böri de bunlardan biridir. 2024 Avrupa Futbol şampiyonasında milli futbolcumuz Merih Demiral'ın yaptığı kurt işareti nedeniyle ceza almasından dolayı gündeme gelmiştir. Avrupalı tarafından ırkçı bir simge olarak yaftalanmıştır.


Merih Demiral’ın “Ne Mutlu Türküm Diyene” ifadesi ise aslında her şeyi açıklamaktadır.


Sözkonusu simgenin derin tarihsel ve kültürel geçmişini aşağıda kısaca özetlemeye çalıştım; ancak bu simge ülkemizde de ne yazık ki bazı kısır siyasi amaçlara alet edilmiş, içi boşaltılarak tarihsel bağlamından ve toplumun önemli bir kesiminden uzaklaşmıştır. Çifte standart uzmanı Avrupa da kendi ırkçı yaklaşım ve geçmişine bakmadan Türklükle ilgili simgeleri yine biz Türklere karşı kullanma ve bitmek bilmeyen bir dışlama eğiliminde...


Aşağıda paylaşmak istediğim bazı örnekleri bulabilirsiniz.

Göktürklerin ataları sayılan Wusun'lar da (MÖ 206 - MS 220) özellikle "Kurt Başlı" ongunların (totemlerin) yaygın olduğu görülmüştür.


Çin kayıtları sarı saçlı Göktürklerin, Wu-sun'lardan geldiğini söyler. Yazılı kayıtlara göre, Kurt ongunu İç Asya'da, Çinlilerin «Wusun » dediği ve sarışın kavim olarak tasvir ettiği boyların hükümdar soyuna, Göktürklere, Kangılı boylarına ve Uygurların kağan sülalesine atfedilmektedir. Bu özellik daha sonraki dönemlerde 11. ve 14. yüzyıl arasında Kuman-Kıpçak Türklerinde de yoğun olarak görülmüştür.


Nitekim, keskin burunlulara «Hun burnu» denecek idi. 6. Yüzyılda Göktürk kağanı Mu-kan mavi gözlü ve uzun boylu biri olarak tasvir edilmişti.


Kurt, Göktürklerin türeyiş mitolojisinde adı geçen ata-ana ongunu olmuştur. Partlar, Hunlar, Kangılı Boyları, Göktürkler ve Uygurlara ait buluntularda bu ongunun, keçeden içi boş bir torbadan tasvirinin yapıldığı, rüzgar şişirince hareket ettiği ve rüzgarın çıkardığı sesin de kurt ulumasına benzediği anlatılmaktadır. 


Gök Börü - Mavi Kurt

İskitler, Sarmatlar, Hunlar ve Göktürkler savaş zamanlarında ellerinde Kurt başlı sancaklar taşırdı. Sevgili Emel Esin'e göre Kurt, çoğu zaman "KURT-EJDER" görünümünde idi. Kurt-Ejder başlı sancak, ataların ruhunu temsil eder ve savaşta Alp'lara cesaret verirdi. 


Göktürk döneminde Alp’lık ongunları Tonga (Kaplan), Bars, vb diğer yırtıcılar ile, Büke-Ejderha ve Böri-Kurt idi. Sancaklarında bu hayvanların resimleri olurdu.


Kurt-Ejder Göktürk bayrağınında sembolü olmuştur. Ordunun en önünde Kurt-Ejder başlı sancaklar taşınır ve askere cesaret verirdi. Alp'lar savaşta, pars, kurt vs postu giyerek ve vahşi hayvanların kılığına girerek, trans haline geçerlerdi. Fransız Türkolog Jean Paul Roux, savaşta Alp'ların Kurt gibi uluduklarını yazar. 


Çinliler Büyük Köpek Takımyıldızını ve Sirius yıldızını, Hunlar ile özdeşleştirir ve uğursuz sayarlardı. Türk ve Çin kozmolojisinde bu takımyıldız, Mavi Kurt Takımyıldızı olarak bilinir.


Göktürk Beyleri

Hintlilerin "Atın Efendisi, Kuzeyli Atlı Beyler." dediği, kendilerine özgü uzun örgülü saçlı, Göktürk Beyleri. Atlarının kuyrukları "Türk Düğümü" ile düğümlenmiş. Öndeki Atlı eli ile Kurt Başı işareti yapıyor. Kabartma Rölyef Pano. 7-8.yy. Miho Museum Japonya. 


Don Değiştirmek - Kabulmak - Türlenmek

Türklere ait, yarı İnsan yarı Kurt şeklinde bir petroglif. Kazakistan.


Türk mitoloji ve masallarında Kahramanlar, kendi Avatar ya da ongun kabul ettikleri hayvanların “Kılığına Girerler”. Türkçede “Don Değiştirmek” kılık değiştirmek anlamında kullanılır.


Kabulmak kelimesi de aynı anlamda olup günümüzde “Kabuk Değiştirmek” şeklinde devam eder. “Türlenmek” ise “Tür Değiştirmek” demektir. Türk söylence kültüründe ve menkıbelerde, ”Erenler” biçim değiştirerek, başka kılıklara girebilir. Söylencelerde ”Büründüm, Göründüm” şeklinde devam eder.


Jean Paul Roux'a göre, Göktürk erginlenme (inisiyasyon) törenlerinde, erginlenecek olan Alp'lar Kurt Postu giyer, Kurt gibi ulur ve Kurt donuna girerdi. Orta Asya ve Anadolu sufizm düşüncesinde ise “Postuna Bürünmek" tabiri, sözkonusu Ata hayvan ile özdeşleşerek onun kılığına girmek anlamına gelir.


“Ayı Postuna Bürünmek”, “Kurt Postuna Bürünmek”, “Kuzu Postuna  Bürünmek” deyimleri ise insanın girdiği farklı karakterleri anlatır.


Sufi İslamdaki şekli "Ervah" olan ve menkıbelerde sıkça anlatılan erenlerin geyik, güvercin, doğan vb. hayvanların kılığına, bedenlerine girmeleri, Şamanizm geleneğindeki "Don Değiştirmek" ile bağlantılıdır. Bu kutsal hayvanlara Türk islam kültüründe Ervah, Şamanizmde Ongun ve Hint kültüründe ise Avatar denir. 

Türk-Hun ve Göktürk  Mitolojisinde Ata Hayvan olan Dişi Kurt ve Kurtarıp Emzirdiği Çocuk. 

Rukh Ordo,  Cengiz Aytmatov Parkı Issık Göl, Kırgızistan.

Kafkasya Avar Türklerine ait sancak-arma. Dağıstan.

Kurt-Ejder ağızlı "Dişli" sancak-batrak taşıyan Kurt. 1735.


Üzerinde Türk Mitolojisinin Ata Hayvanlarından biri Gök Börü İkonografisi olan, sadece iki Türk Devletine ait para vardır. İlki Türk Şahi Tigin Devleti (5.yy); ikincisi Atamızın kurduğu Türkiye Cumhuriyeti. Arada 1500 yıllık bir zaman dilimi var. Ergenekon Destanı'nın Atatürk'ü de etkilendiği, bozkurt figürünün 1922'de bir pula, 1924’te Türkoloji Enstitüsü Dergisi’nin kapağına, 1927’de 5 ve 10 liralık banknotların üzerine konduğu, 1931’de okul kitaplarında, piyeslerde Ergenekon temasının işlendiği bilinmektedir.


Kurt, Hristiyan Gagauz Türklerinin de, Musevi Hazar Türklerinin de, Müslüman Türklerin de ortak sembollerinden biridir.


Sonuç :

Kurt (Böri) Proto-Türk ve Hunlar’dan günümüze kadar Türklerde bir hayvan ata ve sembol olarak kabul edilen en önemli ongun hayvanlardan biridir. Onu siyasi bir zümreye ait kabul etmek tamamen yanlıştır. Avrupalı ve onlar gibi düşünenler okusunlar; taş devrinden günümüze Böri’nin (Kurtun) Sanat Tarihimizdeki, mitoloji, simgebilim ve geleneğimizdeki yerini öğrensinler. Bilmemek değil öğrenmemek ayıp....


Kaynak :


109 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


Yazar Hakkında
WhatsApp Image 2022-11-17 at 2.45.19 PM.jpeg

Muzaffer Haluk Hızlıalp 30.11.1962 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk öğrenimini Erenköy ve Yıldız İlkokullarında, orta ve lise öğrenimini Fransız Saint-Benoit Erkek Lisesi’nde, Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, lisans-üstü eğitimini ise İngiltere King’s College’ da tamamlamıştır.

#GunesInsan

Yeni bir çalışma yayınladığımda güncelleme almak için bloguma abone olun.

Teşekkur ederim!

bottom of page