top of page

PAZIRIK HALISI

Güncelleme tarihi: 30 Mar 2023

Bugün size kısaca Altay Özerk Cumhuriyeti' nde (Rusya Federasyonu) bulunan kadim bir halıdan bahsedeceğim.


Pazırık, Altay bölgesinde MÖ 1000-600’lere ait İskit sanatının, özellikle halı ve küçük el sanatlarının, örneklerinin bulunduğu arkeolojik öneme sahip bir bölge.


Pazırık Kurganı, bölgede ele geçirilen objeler ve eserlerden dolayı UNESCO Dünya Mirası Bölgelerinden birisidir. Türk Kültürü'nde mezarlara ''Kurgan'' adı verilir. Bulunan eserler arasında en değerlilerinden birisi İskit (Pazırık) Halısı' dır. Boyu 200, eni 189 cm, kalınlığı 2 mm olan bu Pazırık Halısı'nda, her 10 cm2'de 3.600 düğüm (ilmek) bulunmaktadır. Dünyanın en eski halısı olarak nitelendirilen Pazırık Halısı, Leningrad Ermitaj Müzesi'nde sergilenmektedir.

PAZIRIK HALISI - Leningrad Hermitaj Müzesi, St.Petersburg

Pazırık Halısı, 1949 yılında Rus arkeolog Sergei Rudenko tarafından Altay Dağları eteklerindeki 5. Pazırık Kurganından çıkartıldı. Bu kurganın içerisinde bir kadın ve bir erkek mumyasıyla birlikte bulunan onlarca sanat eseri, hala daha insanlık tarihine ışık tutmaya devam ediyor. Ama biz esas konumuza dönecek olursak, Pazırık Halısı'nın MÖ 500’lerden kalma bir Türk halısı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tarihçiler bu şaheserin İskit Türkleri ’ne mi yoksa Hun Türkleri ‘ne mi ait olduğu konusunda pek çok anlaşmazlık yaşadılar ancak yapılan radyo karbon testleri neticesinde eserin yaşı net olarak belirlendiği için, ibre tamamen İskitlere döndü. Peki Pazırık Halısının bir Türk topluluğu tarafından yapıldığı görüşüne nasıl ulaşılmıştı? Anlatalım...

Pazırık Halısı Motifleri - Atlı Süvariler - Grifonlar - Kutsal Geyik - Bulung (Dört Bucak) Motifleri

Halı ilk keşfedildiği zaman bulunduğu bölge itibariyle; Perslere (Fars), Asurlular ’a, Ahamenişler’e veya Ermenilere ait olabileceği iddiaları atıldı ortaya...

Fakat motiflerin üslup ve kompozisyonu incelendiğinde bunun ancak Türkler ile ilişkilendirilebileceği kabul edilecek, özellikle dokumada karşılaşılan “Gördes Düğümü (Türk Düğümü)” çok önemli bir ipucu olarak görülecekti. Ayrıca kurgandaki koşum takımlarının üzerinde yer alan Türkçe tamga-motif ve kelimeler de hiçbir tartışmaya mahal vermeksizin kimliğini kanıtlıyordu. Pazırık Halısı'nın günümüze kadar zarar görmeden gelebilmesinin en önemli sebeplerinden biri kurgana dolan suyun buzlaşarak onu koruması.



189 X 200 cm boyutunda olup 10 cm2'sine toplam 3.600 düğüm düşen bu halının motiflerini inceleyecek olursak, ilk etapta merkezde yer alan dörtgenler çarpıyor gözümüze. Bu dörtgenlerin etrafında da 5 adet bordür olduğunu görüyoruz. En dıştaki bordürün içinde grifon adı verilen kartal başlı aslan vücutlu hayvan figürleri yer alıyor. Bir sonrakinde ise atlı süvariler çıkıyor karşımıza. Ayrıca, atlarda tahta eyer yerine süslü halıların kullanılması geleneği de Türklere ait bir gelenek...Yani sadece bu detaylar bile bizi sonuca ulaştırabilecek cinsten…


Diğer bir bordürde karşılaştığımız geyik figürleri de Türk toplumlarında yaygın bir şekilde kullanılan “Kutsal Hayvan Üslubu” nu temsil ediyor. Halıya neresinden bakarsanız bakın motifler sizin bakış açınızı karşılayacak tarzda yerleştirilmiş. Merkez kısmında bulunan şekil ise hem Türk tamgalarıyla hem hayat ağacı-lotus çiçeğiyle hem de Türk halılarındaki göl motifi ile özdeşleştiriliyor (Bulung - Dört Bucak Motifi) . Ayrıca süvarilerin bindiği atların kuyruklarının bağlı-düğümlü olması bir başka Ön-Türk geleneği...


Tarihçiler ve arkeologlar Pazırık Halısı'nın tam olarak ne amaçla yapıldığı konusunda ortak bir fikir oluşturmuş değiller. Kimilerine göre ortadaki kareler nedeniyle bu bir oyun halısı; kimilerine göre bir eyer örtüsü, kimilerine göre ise sadece ölen kişinin mezarına konmak üzere dokunmuş bir süs eşyası…

Son derece değerli bu Türk kültür mirasına günümüzde, Rusya’nın St. Petersburg şehrinde bulunan Leningrad Hermitage Müzesi ev sahipliği yapıyor...


Pazırık Kurganı'ndan çıkan diğer çok önemli eserlere kısaca bakalım...

İskit kadın çarık-botu. Altay Dağları, Güney Sibirya / Pazırık. 2.500 yıldan daha önceye tarihlendirilen deri bot; kumaş, teneke (veya kalay), pirit kristalleri, altın folyo ve cam boncuklarla süslenmiş. Devlet Ermitaj Müzesi, St. Petersburg, Rusya.

Keçe ve at kılından eyer kılıfı. Pazırık Kültürü, MÖ 5. yüzyıl. Altay Dağları’nın Pazırık bölgesinde Bolşoy Ulagan Nehir Vadisi’nde bulundu. Ermitaj Müzesi, Rusya. Boyutları, 119x60 cm. Aplike tekniğiyle yapılan eyer kılıfı, bir dağ keçisine saldıran kızıl akbabanın dinamik sahnesini temsil eden iki özdeş kompozisyon ile dekore edilmiş. Özellikle ilgi çekici olan, ikiye katlanmış bacakları ve bükülmüş butları olan dağ keçisi figürü. Bu, hayvanın ıstırabını anlatmak için Altay sanatında yaygın olarak kullanılan bir yöntem. Kılıfın kenarına takılan süslemeler, kırmızı boyalı at kılından ve stilize edilmiş yabani koyun ve boynuzlu kaplan-pars başlarıyla dekore edilmiş...


....ve TARİHTEKİ İLK PANTOLON (MÖ 1500)

Doğu Türkistan’da Turfan yakınlarındaki Yanghai Kurganları'nda bulunan, bu güne kadar yapılan çalışmalara göre dünyanın bilinen en ilk pantolonu - MÖ 1500

Pazırık Kurganı’ndaki buluntularda at üzerindeki süvarilerin pantolon giydiği (Avrupalı ve Asyalı diğer halkların ise pantolonu Türklerden yaklaşık 1500/1000 yıl sonra yani MS 5. yüzyıldan itibaren giymeye başladıkları bilinmektedir), halıdaki geometrik motif ve tamgalar ile atın koşum şeklinin Avrupalı ve Asyalı diğer hakların kullandıklarıyla ilgisiz olduğu yapılan basit bir araştırma ve karşılaştırmayla dahi anlaşılır.

Altaylar, Pazırık Kurganı'ndan çok daha eskilere tarihlenen (MÖ 1500'ler) ve Doğu Türkistan’da Turfan yakınlarındaki Yanghai Kurganları'nda bulunan, bu güne kadar yapılan çalışmalara göre ''dünyanın bilinen ilk pantolonu''ndan hareketle Türklerin sert iklim koşullarındaki göçer yaşam tarzları, dokuma, tekstil işçiliği ve motif-tamgalarla ortaya çıkan sanat ve soyutlama yetenekleri öne çıkmaktadır.


Alman Arkeolog Dr. Jörg Wagner’in 2014 yılının sonlarına doğru Doğu Türkistan’ın Turfan kenti yakınlarında antik bir Türk şehrinde yaptığı arkeolojik kazılarda 500’e yakın kurgan-mezar bulundu.

Yapılan iklim bilimi, antropoloji, dil bilimi ve arkeolojik araştırmalar sonucu kurganlarda bulunan bu eserlerin MÖ 1500 ile 1200 yıllarından (yani günümüzden 3500 yıl öncesinden) kaldığı anlaşıldı. Wagner, buluntuların Turfan ve Hami bölgelerindeki (Wagner, bölgede bir de İskit/Saka şehir devletinin varlığından bahseder) yerli halktan kaldığını, buluntuların MÖ 7 ile 3. yüzyılda bölgedeki yöresel çoban giysileri ve Xiongnu (Hiung-nu yani Hun) göçerlerinin MÖ 3 ile I. yüzyıllardaki giysileriyle aynı olduğunu ifade etmekte...


Wagner’e göre MÖ 1200'den MS 300’e kadarki süre içinde değişik dönemlerden kalma giysilerin kesimlerinin deşifre edilmesi, kumaş kesimlerinin ne zaman kesilmeye başlandığını gösteriyor...


Bu tarz bir kesim başlarda kesinlikle alışılmış değildi. Çok başarılı bir kalıp dokuması ve dikişlerin iyi düşünülerek yerleştirilmesi sayesinde pantolon, etek ve ceketler bedene uygun şekilde hazırlanmıştı...'



Bu ifadeden de anlaşıldığı gibi; Wagner ve ekibinin bulduğu bu pantolonu ve ceketleri giyenlerin ataları olan İskit ve Hun'lardan (Xiongnu’lardan, Hiung-nu'lardan) başka Asyalı ve Avrupalı halklar henüz pantolondan habersizdir...

Bir başka ilginç nokta ise Doğu Türkistan Turfan - Isparta - Balıkesir ve Tucson Arizona kaya resimleri ve dokumalarındaki ''tamga-motif'' benzerliği....



Not : Detaylı Bilgi için bkz. ''Kitap'' sekmesi ''Altay'' ve ''Doğu Türkistan'' bölümleri....


Kaynaklar :


93 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment


Müthiş bir içerik. Bütün ilklerin Türk kültürü ile ilişkilenmes,i bu izlerin incelenmesi çok keyif verici ve aydınlatıcı. Teşekkürler.

Like
Yazar Hakkında
WhatsApp Image 2022-11-17 at 2.45.19 PM.jpeg

Muzaffer Haluk Hızlıalp 30.11.1962 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk öğrenimini Erenköy ve Yıldız İlkokullarında, orta ve lise öğrenimini Fransız Saint-Benoit Erkek Lisesi’nde, Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, lisans-üstü eğitimini ise İngiltere King’s College’ da tamamlamıştır.

#GunesInsan

Yeni bir çalışma yayınladığımda güncelleme almak için bloguma abone olun.

Teşekkur ederim!

bottom of page