top of page

KÜTAHYA

3 Şehirden (Kütahya-Uşak-Denizli) oluşan Haziran 2023 gezi ve keşif rotamıza Kütahya ile başlıyoruz...


İstanbul’dan hareketle 3.5 – 4 saatte varılan Kütahya, Türkiye’nin hemen her beldesi gibi kültürü, tarihi ve doğa güzelliklerini yaşayacağınız mutlaka gitmenizi önerdiğimiz bir şehrimiz. Bu şehrin öne çıkan ve tüm ‘mutlaka gidilmesi gereken ya da önerilen' yerlerini deneyimlemeniz için aslında ideal olan minimum 3 gece 4 günlük bir seyahat planı yapmanız.


Bizim sadece 1 gün verebildiğimiz bu ziyarette en ağırlık vermeyi tercih ettiğimiz kısımları sizlerle paylaşacağız.


Bu kadar kısa sürede varılan bir noktaya yine geleceğimizi biliyoruz. Zira doğa güzellikleri ile ilgili tecrübelerimiz eksik kaldı ve tekrar gelmeye değeceğini kesinlikle biliyoruz. Yol boyu müthiş ve her karesi bir portre gibi olan doğa görüntüleri bizi hem büyüledi hem de enerjisi ile ruhlarımızı tazeledi. Yurdumuzun insanı ile gurur duyduk bir yandan. Etkileyici bir düzenle ekilmiş, üzerinde belli ki nice emekler verilmiş, yoğun çalışılmış ekin tarlaları peş peşe sıralanıyor, hasatlarına hazırlanmış.

Şehre vardığımızda önce hemen merkezde olan Çini Müzesi' ne uğradık. Kütahya ve İznik Türkiye’mizin Çini sanatı ve ürünlerinin merkezi. Müze’nin çoğunluğunu bağışlar oluşturuyor.













Sırlar Şehri Kütahya'nın Çinileri...

Kütahya'nın Türk Çini sanatındaki önemi 13.Yüzyıldan itibaren gününümüzde de varlığını sürdüren bir üretim merkezi olmasından kaynaklanıyor...İznik'ten daha önceki dönemlerde başlayan üretim 18.Yüzyıl başlarından itibaren en önemli Çini yapım merkezi olarak günümüze kadar devam ediyor...Osmanlı İmparatorluğu'nda sanata verilen önemle Çinicilik daha da gelişmiş, el emeği ve göz nuru ile sanatçılar günlük yaşamda kullanılan kase, tabak, fincan, ibrik, sürahi, vazo, buhurdan, gülabdan (gül suyu kabı), kandil vb. pek çok eser yapmışlar. Ayrıca duvar çinileri ve biblolar da Kütahya çinilerinin en güzel örnekleri arasında yer almış....



Kütahya' da beyaz hamurlu ve sır altı mavi beyaz dekorlu çinilerin üretiminin İznik ile aynı dönemde başladığı, temel hafriyatları sırasında ortaya çıkan eski çini fırın kalıntıları ve buluntuların incelenmesi sonucu anlaşılmış...Ayrıca ''Haliç işi'' olarak adlandırılan çinilerin tek üretim yerinin de İznik olmadığı böylelikle saptanmış...


1671 Yılında Kütahyalı Evliya Çelebi İznik'te 9 Kütahya'da ise 34 çini atölyesi olduğunu ünlü ''Seyahatname'' sinde belirtmiş.Osmanlı'nın duraklama devrinde çini üretiminin İznik'te düşmesine rağmen, Kütahya'da bu sanatın canlılığını koruduğu anlaşılmakta.


19. Yüzyılın sonlarında Kütahya Çini sanatında, klasik İznik desenlerinin örnek alındığı yeni bir dönem başlamış...Günümüzde ise Çini sanatı bütün canlılığı ile sürdürülmekte olup Kütahya ekonomisinin temel kaynağı olmaya devam ediyor.

Kütahya - Ulu Cami - Yıldırım Bayezid Han Camii

Hemen karşısında yer alan Ulu Cami sonraki durağımız oldu . Kütahya'nın en büyük ve tek padişah camisi...14.Yüzyıl eseri olan Ulu Cami'nin yapımına Yıldırım Bayezid'in Kütahya Valisi olduğu dönemde (1381-1389) başlanmış. Dördüncü padişahın tahtta bulunduğu dönemde yapımına devam edilmiş, ancak 1402'de Timur ile yapılan Ankara Savaşı'nda yapımına ara verilmiş; oğlu Şehzade Musa Çelebi tarafından 1410'da bu muhteşem eserin yapımı tamamlanmış.


Yine Evliya Çelebi'nin ''Seyahatname''sinde caminin ilk onarımının 16.Yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapıldığı anlatılmış. Kanuni'nin Rodos (1522) ve Irakeyn (1534) seferinde bir süre Kütahya'da kaldığı ve Mimar Sinan'a talimat vererek camiyi onardığı yine ''Seyahatname'' de anlatılmakta...

Kütahya Arkeoloji Müzesi - Amazonlar Lahdi, MS 2.Yüzyıl-Roma Dönemi

Mimarisi ve içerdeki ambiyansı etkileyici olan bu muhteşem camide dualarımızı ettikten sonra yanında bulunan Kütahya Arkeoloji Müzesi'ne gittik.

Müze çıkışındaki 300 senelik Anıt Ağaç'la fotoğraflarımızı çektikten sonra bölgede kiraz aldık ve tabi ki kütür kütür olan müthiş lezzetli bu kirazı 50 TL ye alabilme şoku yaşadık. Biz İstanbul’dan gittiğimiz için bu fiyata bile çok memnunduk ancak oradakiler pahalı buluyormuş manavın dediğine göre...


Sonraki durağımız Çini Çarşı'sıydı. Hem çeşitler hem de birçok sanatın sergilendiği ürünler çok etkileyici. Keşke daha otantik bir düzenleme yapılsa, o ürünlere ve verilen emeklere yaraşır bir ortamda bir sergileme yapılsa diye geçirdik içimizden... Maalesef Türkiye’nin bir çok bölgesinde bu eksiklik var. Zenginliklerimiz müthiş ancak sunumlar ve temalar geliştirilmeli.

Germiyan Sokağı - Kütahya

Kütahya’da gitmezseniz eksik olur dedikleri Konaklar bölgesine uğramayı ihmal etmedik. Germiyan Sokağı'nda bulunan Konaklar özel mimarileri ile Manisa Kula bölgesindeki konakları hatırlattı. Ahşabın bol kullanıldığı, çıkma kapalı balkonların karakteristik bir özellik kattığı bu konaklar arasında Hanedan konağında yemek yedik. Cimcik makarnayı pek tavsiye etmiyoruz ya da bizim damak zevkimize uymadı diyelim ancak içi bulgurlu yaprak sarması yenebilir. Biz de bu seyahat sonrası mutfağımıza bulguru bol bol ekledik.



Ve son durağımız Aizanoi Antik Kenti...


Aizanoi - Zeus Tapınağı - MS 92

Çoğunlukla çok düzgün ve keyifli bir yol ile gidilen bu bölgeye giderken az bir bölümde biraz bozuk bir yoldan geçiyorsunuz. Yol boyu manzara şahane zaten bizim tüm Türkiye’de yaptığımız seyahatlerimizin en büyük keyfi yollarda karşılaştığımız olağanüstü görseller . Öyle ki sadece ‘Yolda olmak’ bile müthiş bir tatmin. Antik kent de öyle bir doğanın parçası hemen yanında ufak bir köy yerleşimi var.


Bu arada şunu belirtmeliyiz ki tüm tarihi bölgelerin girişindeki ve o noktalarda hizmette bulunan personel neredeyse mükemmeller ve her daim yardımcılar.


Aizanoi Antik Kenti Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesinde Kütahya'ya 40 dakika mesafede... Yapılan kazı çalışmalarında MÖ 2500 – 2800'lü yıllarda da insanların yaşadığı tespit edilmiş. Ancak kentin Roma hakimiyetine geçiş tarihi MÖ 1. yüzyıl dönemlerine rastlıyor. Kentin en parlak dönemi ise MS 2.–3. yüzyıllar... İmparator Domitian ve Hadrian dönemleri en parlak dönemler diyebiliriz...Nüfusu ise MS 2-3. yüzyıllarda 100.000-120.000 arasındaymış... Aizanoi Antik Kentinin şu anda %10 kadarı toprak üstünde ve ziyaret edilebilir vaziyette...

Aizanoi Zeus Tapınağı içi...

Aizanoi - Tiyatro ve Stadium Kompleksi

Aizanoi Macellumu (Dünyanın Bilinen İlk Borsa Yapısı)

Aizanoi Antik Kenti, Zeus Tapınağı, Stadyum (13.000 kişi) - Tiyatro (15.000 kişi) Kompleksi ve Macellumu (Dünyanın Bilinen İlk Borsa Yapısı) 2 Roma Hamamı, Antik Baraj yapısı, sütunlu caddesi, 2 Roma Köprüsü, ile Anadolu Roma Dönemi’nin en önemli kentlerindendir.


Macellum adı ile bilinen çarşı binaları, başta taze işlem görmüş balık olmak üzere et, et ürünleri, av hayvanları, unlu mamuller, zeytinyağı, garum sosu (eski Roma fermente balık çeşnisi) ile nadir bulunan sebze meyvelerin satıldığı bir eski pazar kompleksi...MS 301 yılında Roma İmparatoru Diocletianus tarafından ilan edilmiş ''Tavan Fiyat Kararnamesi'' Karya ve Frigya valisi Fulvius tarafından Aizanoi Borsa duvarlarına yazılmış...Bu kararnamede insanların açgözlülüğü ve aşırı hırsı nedeniyle devlet içinde ekonomik huzurun kalmadığı, bu sebeple imparatorun bu fermanı yayınlamak zorunda kaldığı ve böylece imparatorlukta ''fiyat dengelemesi'' yoluna gidildiği bildiriliyor. Günümüzle ne kadar benzeşiyor değil mi ??....

Bir tepe üzerine kurulmuş olan ve şehrin önemli dinsel yapısı olarak görülen Zeus Tapınağı dünyanın en iyi korunmuş Zeus tapınaklarından biri... Etrafındaki sütunla çevrili mekânın üstünün mermer kirişlerle kaplı olması nedeniyle Zeus Tapınağı ilgili mimari plandaki tek örnek.

Bayrak taşıyan atlı süvari - Çavdar Tatarları 13. Yüzyıl

Aizanoi Tapınak duvarlarındaki 13. Yüzyıl Oğuz tamgaları

13. Yüzyılda Çavdaroğulları-Çavdar Tatarları ’nın izleri Tapınak duvarına işlenmiş, At Figürü tarihe ışık tutuyor. Bu atlı (Süvari) Orta Asya’dan Çavdarhisar ovasına dört nala akıp gelmiş. Gururlu ve Korkusuz. Bu duruş- vücut dili, Çavdaroğulları’na Çinlilerin ‘’Tatar’’ adını koymasının boşuna olmadığını gösteriyor. Çadırların kurulduğu yüksek düzlük üs merkezi. Korunak, kale-hisar görevi yaptığından burası, ‘’ÜS’’ merkezi olarak kullanılmış.


Tatarlar ’ın Çavdarhisar’a Üs kurması: Çavdarhisar’da yerleşim MS 1200'lerde tamamlanmış, Cengiz Han ordularında vurucu güç görevi yapan Atlı Tatar kuvvetlerinden bazıları Roma döneminden kalma Zeus tapınağı yükseltisini Kale gibi kullanmışlar. Otağ kurmuşlar. Burada önemle vurgulanacak husus burasının bir Askeri Üs olması. Burada Çavdar Tatarları ‘nın önemli yönetici ve komutanları ile bir kısım kuvvetleri kalıyordu. Tüm çevre köyler bu merkeze bağlı idiler. Bu Tatar savaşçıların esas bağlı oldukları yer Germiyanlar (Germiyanoğulları) idi.


Aizanoi Zeus Tapınağı üzerindeki çizim ve tamgalar bize rahmetli Servet Somuncuoğlu'nun aşağıdaki ifadelerini hatırlatıyor...



Bir sonraki durağımız Aşıklar Şehri Uşak.


Görüşmek üzere....


Çiğdem Türkyılmaz Haluk Hızlıalp




91 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


Yazar Hakkında
WhatsApp Image 2022-11-17 at 2.45.19 PM.jpeg

Muzaffer Haluk Hızlıalp 30.11.1962 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk öğrenimini Erenköy ve Yıldız İlkokullarında, orta ve lise öğrenimini Fransız Saint-Benoit Erkek Lisesi’nde, Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, lisans-üstü eğitimini ise İngiltere King’s College’ da tamamlamıştır.

#GunesInsan

Yeni bir çalışma yayınladığımda güncelleme almak için bloguma abone olun.

Teşekkur ederim!

bottom of page