top of page

BEŞİKTAŞ KURGANLARI


Beşiktaş Metro İstasyonu inşaatı sırasında 2016 yılında başlatılan kazılarda bulunan, neolitik döneme (MÖ 8000-5500) kadar giden ve ilk tunç çağı dönemine (MÖ 3300-MÖ 1200) tarihlenen kalıntılar bulundu.

Yaklaşık 6000 yıllık olduğu düşünülen kalıntılar arasında yuvarlak planlı taş dizileri, kurgan-mezarlar ve çeşitli el yapımı buluntular yer alıyor. Kazılarda şu ana kadar toplam 78 adet kurgan ortaya çıkarılmış.

Kazılarda ayrıca bugüne kadar üç tane ''Bostan kuyusu'' olarak adlandırılan su kuyusu bulundu. Osmanlı ve Bizans dönemine ait kuyular günümüzde hâlâ bütünlüğünü koruyor. Kuyulardan birinin 6. yüzyıl Bizans döneminde, diğer iki kuyunun ise 16. ve 19. yüzyıl Osmanlı döneminde yapıldıkları anlaşılmış.

Kurganlarda yarı cenin (hocker) ve tam cenin şeklindeki ölü gömme geleneğinin yanı sıra yakma (kremasyon) tipi gömüler de ortaya çıkarıldı.

Bu geleneklere söz konusu dönemlerde Orta Asya, Sibirya, Kuzey Karadeniz, Kafkaslar, Mezopotamya, Anadolu, Trakya, Doğu Avrupa-Balkanlar ve arkaik Kıbrıs kültürlerinde de benzer şekilde rastlamak mümkün.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal Beşiktaş metro kazılarında bulunan yaklaşık 6000 yıllık figürinlerin (heykelcik) 2018 yılında Türkiye'de yapılmış en önemli arkeolojik keşifler arasına girdiğini ifade ediyor.


Asal şöyle devam ediyor ; “Kurganlarda yapı malzemesi olarak doğal taşlar kullanılmış ve birbirini kesen halkalar şeklinde yapılmış. Kurganların içindeki toprağın da çok homojen ve temiz bir toprak dolgusu olduğunu tespit ettik. 2. Evre dediğimiz kurganlarda da yapılış şeklinde gördüğümüz tek fark kullanılan taşlardan kaynaklıydı. 1. Evrede kurganların içinde birçok gömü şekliyle karşı karşıya kaldık. Bunlardan birisinde yakma işlemi dışarıda yapılmış ve kurganların içine bırakılmış. Bazen yakma işlemi yapıldıktan sonra urnelere (pişmiş topraktan yapılmış ayaklı vazolara) konularak, getirilen gömü şekilleri de var veya dörtgen sandukalar şeklinde mezarlar var. Ayrıca bazı mezarlıklara hediyeler bırakılmış.”


2018'in en önemli keşifleri arasında...


İlk tunç çağı başlangıcına (MÖ 3300) ait olduğu düşünülen kurganlar, İstanbul tarihi için yepyeni açılımlar sunuyor. Orta Asya-Sibirya bozkır kültürünün Beşiktaş kıyılarına nasıl geldiği, Balkanlar üzerinden mi bu kültürün indiği yoksa Anadolu üstünden mi Balkanlara geçtiği üzerinde de yoğun bir çalışma sürüyor. Konu ilgili dönemin erken göç yollarının anlaşılması bakımından büyük önem taşıyor. Karbon-14 analizleri ve kurgan iskeletleri üzerindeki DNA testleri bu tezleri daha da güçlü hale getirecek.

6000 yıl öncesine ait buluntuların çıkarıldığı Beşiktaş’taki Tunç çağı kurgan alanında yürütülen kazı çalışmalarında, 25 numaralı kurgan mezarın içindeki yanmış kemiklerin arasında bulunan iki adet figürin (heykelcik) ilgi çekiyor.


Biri büyük diğeri ise daha küçük boyutlu figürinler, kurganın içine ters şekilde konmuş ve ayakları uç uca gelecek şekilde yerleştirilmiş. Figürinlerin ön yüzü stilize insan formunda olup, baş kısımları oval formlu, üzerinde kazınarak yapılmış iki yana açılan ağaç dalı ya da yaprak betimlemesi olabilecek semboller bulunuyor.


Bezemeler iki dikey sıra halinde olup, çerçevenin içinde kalan alanda ise çizgisel bir insan figürü bulunuyor. Kazıma yöntemi ile yapılmış bu figürün baş kısmı V şeklinde olup kol ve bacakları iki yana açık. Araştırmacılar bu çizgi insan betimlemesinin çeşitli materyaller üzerinde Moldovya, Ukrayna ve Romanya’nın kuzeyinde görülen kültürlerle önemli benzerlikler içermekte olduğunu ifade ediyor. Asya kurgan kültürü araştırmacıları bu gibi işaretleri “Tamga” olarak adlandırıyor. Üzerlerinde kazıma tekniği ile yapılmış ağaç yaprak ve dal bezemeleri bulunan bu figürinlerin kadim ''Hayat Ağacı'' motifi benzerliği uzmanlar tararından araştırılıyor. Figürinin arka kısmında ise baş ve gövdeyi kapsayacak şekilde kazıma çizgi ile yapılmış semboller bulunuyor.

Kurganlar, yapılış biçimleri bakımından daha önceki makalelerimizden biri olan ''Kazak Kurganları'' nda bulunan kurganlarla önemli ölçüde benzerlikler içeriyor.

Yukarıdaki resimde görülen kurgan ise Silivri'de 2016 yılında bulundu ve kurganın 5000 yıl öncesine ait olduğu anlaşıldı. Silivri Kurganı da Beşiktaş kurganlarıyla benzer özellikler taşıyor.


Dairesel planlı taş yığınlarının Kuzey Karadeniz bozkır (step) yani Proto Türk - Altay kültürlerine ait ölü gömme âdeti olan ‘kurgan’ tipi mezarlar olduğu belirtiliyor. Arkeologlar bu mezarların etnik olarak kimlere ait olabileceğini bu noktada söylemelerinin zor olduğunu ifade etseler de Türklerin 10. yüzyıla kadar kurgan mezar âdetini devam ettirdikleri bilimsel kaynaklardan anlaşılıyor.


Orta Asya ve bozkır kültürü ile ilgili bilimsel kaynaklar Erken Tunç Çağı (MÖ 3300) dönemlerinde görülen kurgan tipi ölü gömme âdetlerinin Kimmer, İskit-Saka, Sarmat, Oğuzlar, On Ogurlar, Hunlar, Köktürkler gibi önemli Türk boyları tarafından kullanıldığını gösteriyor.


Bu kültür, gelenek ve yaşam biçimlerinin kökleri Türk-Altay kültür evrelerinden Proto-Okunyev (MÖ 6000-4000), Afanasyevo-Okunyev (MÖ 4000-2300), Okunyev (MÖ 2300-1500) ve Karasuk (MÖ 2000-900) evrelerini kapsayan

erken zamanlara kadar gitmekte. Türk-Altay dillerini konuşan bu halklarının 3. dalga göçlerine tarihte Karasuk Göçleri adı veriliyor. Bu göçler daha önce de belirttiğimiz gibi son Erken Tunç Çağına  (MÖ 3300-MÖ 1200) denk geliyor ve Siriderya (Seyhuh Irmağı, Kazakistan), Kafkaslar, Karadeniz, Anadolu ve Doğu Avrupa coğrafyalarına kadar gidiyor; kurgan-mezar ve ölü gömme geleneklerini (yakma, cenin şeklinde gömme geleneklerini) bu coğrafyalara kadar taşıyor. Bazı yerel araştırmacı ve akademisyenlerin ''Türklerde ölü yakma geleneği yoktur'' diye itiraz ettikleri görülüyor. Oysaki Türk kültüründe binlerce yıllık bu gelenek İslam dininin kabulü ile birlikte yaklaşık 10.yüzyıla kadar sürmüş. (Detaylı bilgi için bkz. ''Kitap'' sekmesi ''Giriş'' bölümü).


Kazılar ve bilimsel araştırmalar açıklığa kavuştukça eski İstanbulluların kökeni de netleşeceğe benziyor. Bu kültürel ve geleneksel bulgular ise ön atalarımızın Bizans'tan ve klasik tarih literatüründe Anadolu coğrafyasına Türklerin ilk geliş tarihi olan Malazgirt 1071'den çok daha önceleri (5500/6000 yıl önce) burada olduklarını kültür ve gelenek kanıtları ile gösteriyor.


Beşiktaş’taki metro istasyon kazılarında ortaya çıkarılan İlk tunç çağı kurganları için yerinde koruma ve sergileme kararı alınmış. İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulu önerilen projeyi bazı değişikliklerle kabul etmiş. Proje hayata geçirildikten sonra metro istasyonunu kullananlar ve istasyon çevresindekiler, üstteki cam bloklardan kurganları görebilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada; “Kazı alanında bulunan mezarlar ve buluntuların koruma kurulu kararı doğrultusunda açık hava müzesi şeklinde İstanbulluların beğenisine sunulacaktır.” sözlerine yer verilmiş.


Çok değerli ve tarihin yeniden yazılmasına ışık tutacak olan bu arkeolojik keşif ve buluntuların özenle korunması gerekiyor. Ata kültür mirasımızın farkında olup ona sahip çıkalım...



Kaynaklar


https://www.youtube.com/watch?v=2XStQCLgm00 - Prof.Dr. Semih Güneri - Türk Altay halkları ölü gömme gelenekleri

Eski Türklerin Kutsal Mezarları-Kurganlar - Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu

97 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazar Hakkında
WhatsApp Image 2022-11-17 at 2.45.19 PM.jpeg

Muzaffer Haluk Hızlıalp 30.11.1962 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk öğrenimini Erenköy ve Yıldız İlkokullarında, orta ve lise öğrenimini Fransız Saint-Benoit Erkek Lisesi’nde, Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde, lisans-üstü eğitimini ise İngiltere King’s College’ da tamamlamıştır.

#GunesInsan

Yeni bir çalışma yayınladığımda güncelleme almak için bloguma abone olun.

Teşekkur ederim!

bottom of page